CHE, Covid-19’la Mücadeleyi Küba’ya Nasıl Öğretti? – Don Fitz

Anasayfa Manşet CHE, Covid-19’la Mücadeleyi Küba’ya Nasıl Öğretti? – Don Fitz
CHE, Covid-19’la Mücadeleyi Küba’ya Nasıl Öğretti? – Don Fitz


(…)

Che yalnızca eğitim alıp hastaların halinden anlamakla yetinemezdi; onlarla birlikte olmak ve varoluşlarını anlamak istiyordu. Hasta, yoksul ve aç olan kimselerle temas kurmak Che’yi dönüştürdü. Önleyici bakım ve hijyen bilinciyle çok sayıda insana hizmet edecek olan doktorlarla birlikte yepyeni bir tıp anlayışının adımını attı. Bundan birkaç yıl sonra, Fidel Castro’nun 26 Temmuz Hareketi’ne bir doktor olarak katıldı ve 2 Aralık 1956’da Küba’ya yanaşan Granma gemisindeki 81 kişiden biri oldu.

Devrimci Tıp

Fulgencio Batista’yı deviren 1 Ocak 1959 zaferinden sonra, yeni Küba Anayasası, Che’nin temel bir insani hak olan bedava sağlık hizmeti hayalini hayata geçirdi. Kopuk sosyal sistemlerin başarısızlığını anlamak, bir yandan okuryazarlık, ırkçılık, yoksulluk ve barınma ile ilgili konulara temas eden devrimci hükümeti adanın az gelişmiş kısımlarında hastaneler ve klinikler açmaya sevk etti. Küba, 1964 ve 1974 yıllarında toplumu ve hastaları daha iyi birleştirebilmek adına bu klinikleri yeniden elden geçirdi. 1984 yılına gelindiğinde ülkede, görev yerleri (consultario) aynı zamanda mahalleleri olan doktorlar ve hemşireler çalışıyordu.

(…)

Küba’nın tıp devrimi, tıp hizmetini büyük şehirlerden, hizmete daha çok ihtiyaç duyan kırsal kesimlere genişletmeye dayanıyordu; bu yüzden yardımı başka milletlere taşıma fikriyle uyumluydu. Devrimci hükümet 1960 yılındaki depremden sonra Şili’ye çok sayıda doktor yolladı. 1963 yılında ise, Fransa’ya karşı bağımsızlık mücadelesi veren Cezayir’e bir sıhhiye tugayı gönderildi. Tüm bunlar, ülkenin yıllar içinde daha da gelişen ve bugün COVID-19 pandemisiyle mücadeleyi de kapsayan uluslararası tıbbi yardıma atılımının bir parçasıydı.

(…)

Pandeminin büyüklüğünün farkında olan ülke iki temel sorumluluğun bilincindeydi: Kapsamlı bir planlamayla kendi başının çaresine bakmak ve başarılarını dünya çapında paylaşmak.

Hükümet pazar odaklı bir ekonomide çok zor olacak bir girişime imza attı ve millileştirimiş fabrikalarında (genelde okul üniforması üreten fabrikalar) seri maske üretimini başlattı. Bu atılım, devasa üretim kapasitesine sahip ABD’nin maske kıtlığı çektiği 2020’nin Nisan ayının ortalarında Küba’ya yeterli tedariği sağladı.

Küba Sağlık Bakanlığı’nda üst düzeyde gerçekleşen tartışmalar ulusal politikayı oluşturdu. Enfekte olanların belirlenmesi için muazzam bir test atılımı yapılması gerekiyordu. Enfekte olan kişiler, gıda ve diğer gereksinimleri sağlanacak şekilde karantina altına alınmalıydı. Diğer enfekte olanların belirlenmesi için de bu kişilerin filyasyon takibi yapılmalıydı. Sağlık çalışanlarının kapı kapı gezerek tüm yurttaşların sağlık durumunu kontrol etmesi önem arz ediyordu. Consultorio çalışanları, risk altında olan mahalle sakinlerinin durumuna özel ilgi göstermeliydi.

2 Mart tarihinde Küba, Yeni Koronavirüsün Engellenmesi ve Kontrolü başlıklı planını uygulamaya koydu. Dört gün içinde ülkeye gelen enfekte turistlerin ateş ölçümü ve izolasyonu sağlandı. Tüm bunlar, Küba’daki ilk vakanın tespit edildiği 11 Mart’tan önce gerçekleştirildi. Adada COVID-19’a bağlı ilk ölümün gerçekleştiği 22 Mart’ta iseülkede toplam 35 vaka tespit edilmişti; yaklaşık 1000 kişi hastanelerde, 30.000’i aşkın kişi ise evlerinde gözlem altındaydı. Ertesi gün, oturma izni olmayan yabancıların adaya girişi engellendi ve adanın turizm geliri ağır sekteye uğramış oldu.

Bu tarih, Küba Sivil Savunması’nın COVID-19’a karşı hızlı yanıt verilmesi için alarma geçtiği, Havana Savunma Konseyi’nin ise kentin virüse maruz kalmış olma olasılığı yüksek olan ve ülkede turist olarak bulunmayan yabancı ziyaretçilerin yoğun olarak yaşadığı Vedado bölgesinde ciddi bir problem olduğuna hükmettiği tarihti. 3 Nisan’da bu bölge karantinaya alındı. Merriam Ansara’nın anlattıklarına göre bölgeye “giriş çıkış yapan herkesin test olduğunu ve COVID-19 taşımadığını kanıtlaması gerekiyordu.” Sivil Savunma, marketlerde yeterli erzak bulunup bulunmadığını kontrol etti ve risk altındaki kişilerin düzenli tıbbi kontrolden geçtiğinden emin olundu. 4

Vedado’da sekiz vaka mevcuttu; bu sayı, bu kadar küçük bir bölge için çok yüksekti. Küba sağlık görevlilerinin hedefi virüsü “yerel” tutmak, böylece bulaşımının takibini yapabilmekti. Toplumun geneline sıçraması durumunda ise virüs kontrol dışı bir şekilde bulaşacak ve takibi zorlaşacaktı. ABD’de sağlık çalışanlarının kişisel koruyucu ekipman için neredeyse yalvardığı, enfekte hastaların yakınlarına direkt test yapılması yerine insanların test olmak için başvuru yapmak zorunda kaldığı bir dönemde Küba’da virüse maruz kalan kişilerin temas takibini yapacak kadar test kiti mevcuttu.

Mart ayının sonları, Nisan ayının başlarında Küba’da hastanelerin çalışma düzeni virüsün bulaşımının en aza indirilmesi için yeniden gözden geçirildi. Havana’da görev yapan doktorlar Salvador Allende Hastanesi’ne giderek 15 gün boyunca sağlık çalışanları için ayrılmış bir alanda kaldılar. Ardından hastalardan ayrılmış bir bölgede 15 gün geçirdiler ve eve dönüş yaptılar. 15 gün evde kaldılar ve işlerinin başına dönmeden önce teste tabi tutuldular. Bu 45 günlük tecrit süresi, sağlık personelinin işe gidip gelirken hastalık taşıma riskini ortadan kaldırmış oldu.

Küba’da sağlık sistemi consultoriolardan her bir aileye kadar uzanıyor. Tıp fakültelerinin üçüncü, dördüncü ve beşinci sınıf öğrencileri consultario doktorları tarafından her gün belli evlere gitmeleri için görevlendiriliyorlar. Görevlerinin arasında hane halkından araştırma verileri toplamak ve yaşlılara, çocuklara ve solunum yolu problemi yaşayanlara ek ziyaretler yapmak yer alıyor. Bu ziyaretlerde önleyici ilaç verileri de topluyorlar ve bu veriler ülkenin üst düzey karar alıcı mercilerinde incelemeye alınıyor. Öğrencilerin verilerini sundukları doktorlar, ekstra önem gösterilmesi gereken acil durum noktalarını kırmızı kalemle işaretliyor. Mahalle doktorları düzenli olarak kliniklerde bir araya gelip kimin ne yaptığını, hangi buluşları gerçekleştirdiğini, Küba Sağlık Bakanlığı’nın yeni prosedürlerini ve yoğun çalışma şartlarının sağlık personellerini nasıl etkilediğini konuşuyorlar.

Bu şekilde, tüm Küba vatandaşları ve mahalle kliniklerinden en üst düzey araştırma kurumundaki doktorlara kadar tüm sağlık çalışanları, ülkenin sağlık politikalarının belirlenmesinde etken rol oynamış oluyor. Küba’da şu anda toplam 89.000 doktor, 84.000 hemşire görev yapıyor ve 9000 öğrencinin de 2020 yılı içinde tıp fakültesinden mezun olması bekleniyor. Hükümetin tıp hizmetlerini ihmal etmesi ve şirketlerin kârını gözeten bir politika izlemesi gibi bir durumu Küba halkının tolere etmesi ihtimal dâhilinde bile değil.


Küba hükümeti, homeopatik bir ilaç olan PrevengHo-Vir’in Havana and Pinar del Rio sakinlerine ücretsiz dağıtılmasını kabul etti. Bu ilacı ücretsiz alanlardan biri de Susana Hurlich’ti. Hurlich’in evinin iki bina ilerisindeki bir consultario’da görev yapan Dr. Yaisen, 8 Nisan tarihinde elinde bir küçük şişe PrevengHo-Vir ile Hulrich’in evine geldi ve ilacın nasıl kullanılacağını açıkladı. Talimatlarda ilacın bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği, ancak Interferon Alpha 2B’nin yerine kullanılamayacağı veya aşı olmadığı açıklanıyordu. Hurlich, Küba sağlık sisteminin önemli bir yanının da, diğer ülkelerdeki gibi ‘klasik tıp’ ve ‘alternatif tıp’ olmak üzere ikiye bölünmüş durumda olmaması; sistemin hepsini kapsayan bir yapıya sahip olması olduğunu düşünüyor. “Küba’da doktor olmak için eğitim aldığınızda aynı zamanda homeopatik tıbbın tüm biçimlerini de öğreniyorsunuz.” diyor.

*Bu yazı Monthly Review Türkiye dergisinin 9.sayısından kısaltılarak alınmıştır.

Yanıtla