Bugün Arjantin’de iki yıldır süren kürtaj hakkı eylemleri zaferle sonuçlandı. Kürtaj yasağını kaldıran yasa tasarısı, Temsilciler Meclisi ardından Senato’dan da geçerek yasalaştı. Arjantin’de kadına yönelik şiddet karşıtı eylemlerle başlayan ve bugün ülke tarihinin en büyük eylemlerine dönüşen süreci Arjantin kadın hareketini ve özel olarak Ni Una Menos’u(Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz) bugüne getiren süreci ve taleplerine kısa bir bakış atalım istedik.
2015 yılında Arjantin’de şiddet karşıtı bir kampanya olarak ortaya çıkan Ni Una Menos (bir kişi daha eksilmeyeceğiz) hareketi erkek şiddetine karşı çıkarken, şiddetin aslında çok yüzü olduğunu söylüyor: Piyasa ekonomisinin, borçlanmanın, kapitalist mülkiyet ilişkilerinin, devletin şiddetini, lezbiyen, trans ve queer kadınlara, göçmenlere karşı ayrımcılığın şiddetini, bedava kürtaj ve sağlık hizmetlerinin yokluğunun yarattığı şiddeti de gündeme taşıyor. Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz Hareketi 3 yılda gerçekleştirdiği büyük eylemler ve milyonlarca kadının katıldığı uluslararası kadın grevleriyle kadınların özgürlük mücadelesinin ekonomik ve sosyal adalet talepleriyle kitleselleşebileceğinin en büyük deneyimlerinden biri.
33 yıldır bir araya gelen ve bugün 70 binden fazla kadını bir araya getiren Arjantin Kadın Konferansı’na 2003 yılında Arjantin işsiz kadınlar hareketinin (Piqueteras) katılmasının ardından neoliberalizm karşıtı bir feminist politika üzerine düşünmeye başlıyor. Piqueteras hareketi 2001 krizinden sonra işsizlerin bir araya geldiği bir hareket olarak özetlenebilir. Daha çok küçük mahallelerde kurulan dayanışma ağları üzerinden şekillenen hareket daha sonra kadın hareketinin tabana dayalı örgütlenmesinde ve kriz karşıtı mücadelesinde önemli bir yer tutacak. Bu tartışmaların ardından artan kadın cinayetlerinin ve şiddetin karşısında bir hareket olarak Bir Kişi Daha Eksilmeyceğiz hareketi doğuyor. Bu hareket 2016 ve 2017’de çağrısını yaptığı kadın grevleriyle yalnızca iş yerlerinde değil nerede üretiyorsak orada diyerek(evde, okulda, fabrikada, mahallede) örgütlediği uluslararası kadın grevleriyle politik bir güç haline dönüşüyor. Gelinen noktada Bir Kişi daha Eksilmeyeceğiz hareketi Arjantin parlementosunun yüzbinlerce kadın tarafından yasal, ücretsiz ve güvenli kürtaj talebiyle çevrelenmesi eylemiyle tüm dünyada son yıllarda en çok ses getiren hareketlerden biri oluyors. 8 Ocak 2018’de yayınlanan bir açıklamada, Ni Una Menos, birden fazla şiddet biçimini doğrudan birbirine bağlayarak uluslararası bir kadın grevi çağrısı yaptı: “Bu araç, bize karşı olan şiddeti görünür kılmak, kınamak ve bu şiddetle yüzleşmek için bize olanak sağlar. Böylelikle kadına yöneltilen şiddet özel ya da yerel bir mesele olarak görülemez tam aksine şiddetin ekonomik, sosyal ve politik boyutlarıyla anlaşılmasını sağlar. (işten çıkarmalardan, toprakların askerileştirilmesinden, gıda fiyatlarındaki artışa, protestoların kriminalizasyonundan göçmenlik suçuna kadar.) Farklı yerlerde bir araya getirilen bir dizi meclis aracılığıyla, farklı kadın gruplarını bir araya getirerek, kadınların birbirleri arasındaki bağlantıları doğrudan doğruya yayılabildiler. Şiddet biçimleri ve en önemlisi, onu yaşayan kadınlar arasında dayanışmanın doğrudan bağlarını kurdular. Kadınlar meclislerde, işyerinde cinsel tacizle karşı karşıya kalma hikâyelerini, şiddet korkusu yüzünden daha iyi çalışma koşulları talep edemeyişlerini, ekonomik güçleri yetmediği için istismarcı ilişkilerden uzak kalamadıkları gibi deneyimlerini birbirleriyle paylaşıyorlar.
Bir kadın bir hikâyesini paylaşır, başka bir kadın onun deneyimini ilişkilendirir ve ekler, başka bir kadın, bu kez bir ev çalışanı olarak anlatır, analize başka bir katman ekler. Deneyimler arasındaki farklar silinmez veya göz ardı edilmez. Meclisler yoluyla, ortak bir dil yaratma süreciyle, sokakların bir araya gelmesiyle yeni bir kolektif özne doğar.
Bu meclisler farklı alanlarda çoğaldılar: işyerlerinde, sendikalarda, politik örgütlerde, okullarda, kentsel mahallelerde, kasabalarda ve kırsal alanlarda. Sanatçıların ve yazarların, müzisyenlerin, öğretmenlerin, göçmenlerin meclisleri var. Diğer meclisler, diyalogu ve işbirliğini kolaylaştırmak için iki veya daha fazla farklı grubu bir araya getirir. Örneğin, ülkenin dört bir yanından gelen Ulusal Una Menos aktivistleri ile El Bolson’daki yerli Mapuche aktivistleri “bedenlerimiz, bölgelerimiz” sloganı altında kadınları bir araya getiriyor. Bu şekilde, toprağın ve doğanın metalaşması ile kadınların sömürüsü arasında bağlantı kuruyorlar. Kadın meclisleri sendikalar içinde ve işlerini sürdürmek için işten atılan PepsiCo işçilerinin arasında yer alıyor. Buenos Aires’teki bir başka eylem – “Borçsuz olmak istiyoruz” – Ciudad Juarez’den çıkan slogan üzerinde – “ hayatta kalmak istiyoruz” – finans, farklı ölçeklerde ve kadına karşı şiddet arasındaki ilişkiyi vurguladı.
Kadın cinayetlerinin ve şiddetin, sapkın ve psikopat erkeklerin münferit işleri olmadığını bunun arkasındaki politik ve ekonomik sistemin bütününün bir sonucu olduğuna dikkat çeken Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz Hareketi bu bütünle, neoliberalizmle mücadele edebilecek bir kadın hareketinin nasıl inşa edilebileceği sorusunun cevabını arıyor. Kendine ait bir geliri olmaksızın kadın evde gördüğü şiddete nasıl karşı gelebilir? Bireysel yükselmeyi vadeden bir feminizmden bu yalnızlığı dağıtabilecek bir kadın dayanışmasına, örgütlenmesine, herkes için feminizme nasıl varılabilir? Neoliberalizmin getirdiği kayıtdışılıkla artan şiddet arasındaki bağın kurulması, neoliberlizm karşıtı bir kadın hareketinin örgütlenmesi bunu sağlayabilir mi?
Bu sorularla yola çıkan hareket ilerici toplumsal muhalefet güçleriyle kesişen ve neoliberalizm karşısında aynı yolda yürümeyi ve herkes için feminist politikanın inşa edilmesini öneriyor. Cinsel şiddetin ekonomik ve sosyal adalet taleplerinden ayrı düşünülemeyeceğini söyleyen Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz; düzen içi bir ideoloji haline gelen, devrimci dönüştürücü karakterini yitiren, esasen koşulları iyileşen orta ve üst sınıflardan kadınların kariyerlerini geliştirmekte kullandığı bir araca dönüşen, bireysel ilerleme temelli feminist anlayışı gayet açık eleştiriyor ve oluşmakta olan yeni hareketin tanımını, bunun tam karşıtı olarak yapıyor.
Kadına yönelik şiddetle mücadelede ulusal eylem planı kapsamında sıraladıkları talepler ise şöyle:
1) Yasayla uyumlu bütçe dağıtımı 2) Kadın kırımına dair resmi istatistik 3) Her bölgede Yüksek Adalet Mahkemesi’ne bağlı Aile İçi Şiddet Ofisleri’nin açılması ve işletilmesi 4) Şiddet mağdurlarının korunmasının garantilenmesi (failin elektronik olarak izlenmesi) 5) Mağdurların adalete ulaşımının garantilenmesi (her savcı ve polisin bilgili ilgisi, sürecin parasız olması) 6) Çocuk haklarında eksiklerin tamamlanması 7) Daha fazla sığınma evinin açılması 8) Toplumsal cinsiyet perspektifiyle farklı seviyelerde cinsellik ve erkek şiddeti konularında eğitim verilmesi, ‘sevgililikte şiddet’e dair atölyeler düzenlenmesi 9) Güvenlik güçleri, yargı mensupları, kamu çalışanlarına zorunlu erkek şiddeti eğitimi verilmesi
Bugün dünyanın her yerinde kadınların yükselen sesi ve değiştirme talepleri Arjantin’de örgütlü bir kadın hareketinin politik ve güçlü sesine dönüşmüş durumda. Arjantin’li kadınların açtığı yol hepimize bir şey söylüyor: Yaşamak için birleşelim.
Yanıtla
Sen Giriş yapıldı Yorum yapmak için .